SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

İLİM BAHSİ

<< 2667 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

3 - (2667) حدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا أبو قدامة، الحارث بن عبيد عن أبي عمران، عن جندب بن عبدالله البجلي. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "اقرؤا القرآن ما ائتلفت عليه قلوبكم، فإذا اختلفتم فيه فقوموا".

 

{3}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Kudâme Haris b. Ubeyd Ebu İmrân'dau, o da Cündeb b. Abdillah EI-Becelî'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ;

 

«Kur'ân'ı kalbleriniz onun üzerinde birleştiği müddetçe okuyun! Onun hakkindi ihtilâfa düştünüz mü, hemen kalkın.»  buyurdular.

 

 

4 - (2667) حدثني إسحاق بن منصور. أخبرنا عبدالصمد. حدثنا همام. حدثنا أبو عمران الجوني عن جندب (يعني ابن عبدالله)؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال "اقرؤا القرآن ما ائتلفت عليه قلوبكم. فإذا اختلفتم فقوموا".

 

{4}

Bana îshâk b. Mansûr rivayet etli. (Dediki): Bize Ahdü's-Samed haber verdi, (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû İnırân El-Cevni, Cündeb'den, yâni İbni Abdillah'dan rivayet etti ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ;

 

«Kur'ân'ı kalbleriniz onun üzerinde birleştiği müddetçe okuyun. İhtilâfa düştünüz mü, hemen kalkın!»   buyurdular.

 

 

4-م - (2667) حدثني أحمد بن سعيد بن صخر الدارمي. حدثنا حبان. حدثنا أبان. حدثنا أبو عمران. قال: قال لنا جندب، ونحن غلمان بالكوفة:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "اقرؤا القرآن" بمثل حديثهما.

 

{M-4}

Bana Ahmed b. Said b. Sahr Ed-Dârimî rivayet etti. (Dediki): Bize Habban rivayet etli.  (Dediki): Bize Ebân rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû İmrân rivayet etti. (Dediki): Biz Kûfe'de  çocukken Cündeb bize şunu söyledi: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ;

 

«Kur'ân'ı okuyun...» buyurdular.

 

Râvi yukardakilerin hadîsi gibi rivayet etmiştir.

 

 

İzah:

Cündeb rivayetini Buhârî «Kitâbu'l-Fedâilü'l-Kur'ân»'da tahric etmiştir.

 

Bu rivayetlerde öncekilerin helakinden murad; dinde küfredip bid'at çıkarmalarıdır. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Kur'ân okurken ihtilâfa düşerek aynı akıbete duçar olmamaları için ashabını ve ümmetini sakındırmıştır.

 

Kur'ân hakkındaki ihtilâfdan murad; ihtilâf caiz olmayacak hususatta lüzumsuz yere ihtilâf etmek yahut şüpheye ve fitneye, kavgaya sebep olacak şekilde ihtilâf etmektir. Âyetlerden mânâ istinbat hususundaki ihtilâl ve münazaralar bu hükümde dahil değildir. Bunlar hakikati meydana çıkarmak ve ümmete fayda sağlamak niyetiyle, yapıldığı için yasak değil, bilâkis şâri' tarafından emrolunmuştur. Ki fazileti meydandadır. Bu hususta sahabe devrinden bugüne kadar bütün müslümanlar müttefiktir.